Eşref Kırkağaç kaymakamı. Ahmet efendi meydana bir kenef yaptırmak ister. Kadı ise Ahmet efendiyi oyalar, gerekli izin “ilamını” bekletir… Aylar geçer, hâlâ izin yok… Ne yapsın, sonunda dayanamaz elinde dilekçesi, en büyük mülki amir Eşref‘in kapısına dayanır. Kadıyı şikayet edAer, yardım ister.
Eşref dinler, dinler, düşünür, taşınır… Sonunda “dön arkanı!” der; yapıştırır dilekçeyi sırtına; yazar altına, basar imzayı, vurur mührü:
“Herkesin bu kârhane-i alemde bir davası var
Kırkağaçlı Ahmet efendinin de bir kenef davası…
Ta, mayısta vaz-ı imza et bunun ilamına,
Çünkü böyle bok işin anhası var, minhası var..”
***